Sunday, April 5, 2020

Dr. P.B.’ye Bilim Adamlarının Motivasyonları Üzerine Mektup - T. J. Kaczynski


Dr. P.B.’ye Bilim Adamlarının Motivasyonları Üzerine Mektup



Theodore John Kaczynski



Çeviren: Karaçam (Kontrol edilmiş 2021 çevirisi)

vahsikaracam.blogspot.com

karapinusnigra@gmail.com



Çeviriye Esas Alınan Metin: Technological Slavery: Volume One, Fitch & Madison Publishers, 2019 (Letter to Dr. P.B. on the Motivations of Scientists, sayfa: 267 - 281)




2001 yılında Dr. P.B. adında birinden o yılın 24 Temmuz’u tarihli bir mektup aldım. Mektup “STVG’ye (Sanayi Toplumu ve Geleceği) Cevap” adını taşıyan ve Dr. P.B.’nin o metin ile ilgili bazı eleştirilerinden oluşan sayfaları ihtiva ediyordu. Dr. B., başka şeylerle birlikte, bilim adamlarının temel motivasyonunun insanlığın faydası olmadığı görüşüme (Sanayi Toplumu ve Geleceği, ¶¶ 88 – 89) karşı çıkıyordu. Başka işler yüzünden, 2009 yılının Mayıs ayına kadar Dr. B.’nin iddialarına cevap verecek fırsatı bulamadım.1 Takip eden, bu cevabın, epey bir değişiklikle tekrar yazılmış halidir.



I. Dr. B. bilim adamlarının motivasyonlarını tartıştığım yerleri “özellikle zayıf” bulmuş. Şöyle yazmakta: “Bay Teller’ın neden kötü bir adam olduğu ile ilgili uzun bir tartışma. Güzel. Fakat fizikçiler hakkında düşündüğümüzde çoğumuzun aklına Teller’den önce Einstein gelir –ki Einstein bu anlamda tek örnek değildir– ve Einstein iddianızı [STVG’nin bilim adamlarının temel motivasyonunun insanlığın katkısı olmadığı iddiası] çürütmektedir.” Dr. B. bundan başka, benim “bilim adamlarının ahlaki kaygıları olmadığını iddia ettiğim” gözleminde bulunmuştur ve başka şeylerle birlikte şunları eklemiştir:

Benim de gerçekten olumsuz diyebileceğim araştırma alanlarında –mesela Lawrence Livermore’da silah tasarımı– çalışan insanlarla konuştuğumda, buradaki işleri yöneten ve bu işlere aktif bir şekilde katılan insanların, işin ihtiva ettiği tüm risklere rağmen, ülkenin yararına olduğunu düşündükleri için orada bulunduklarını gördüm. Ve ülkenin yararına çalışarak, dünyanın da yararına çalıştıklarına inanırlar. Bu insanlar ahlaki kaygıların gayet farkındadır ve ahlaki yargılarını da işin içine koyarlar.

Dr. B. silah tasarımı ile alakalı olarak “yönetmekten çok yapılan işe destek veren” bilim adamlarının da bulunduğunu ve bu bilim adamlarının mesleklerini “etik olarak nötr” gördüklerini de eklemektedir.

Öncelikle şunu açıklığa kavuşturalım: Sanayi Toplumu ve Geleceği’nin 87–89. paragraflarında bilim adamlarının genel ve tipik motivasyonlarını tartıştığım açık olmalıdır. İstisna teşkil edebilecek örnekler ile ilgilenmiyordum. Yani, bilim adamlarının %1 hatta %5’inin dahi, insanlığa faydalı olma arzusu ile motive oldukları kanıtlansa, bu durum iddiamı ciddi bir şekilde etkilemeyecektir. Bilim adamlarının motivasyonlarının ne olduğunu sorarken, bilim adamlarının başka konular hakkındaki değil, bilimsel çalışma yapmaktaki motivasyonlarına vurgu yaptığım açık olmalıdır. Bilim adamlarının çoğunluğunun ahlaki meseleler ile ilgilenmedikleri gibi bir iddiada hiçbir zaman bulunmadım. Bilim adamlarının ahlaki meseleler ile ilgili olduklarını söylemek başka şeydir, ahlaki meselelerin araştırma yapma konusunda bilim adamlarının temel motivasyonu olduğunu söylemek başka şeydir. (Yine de bilim adamlarında, ahlaki meselelere karşı ilgisizliğin birçok örneği bulunabilir. Bazılarını ilerleyen sayfalarda göreceğiz.)

Bu sebeple, bilim adamlarının temel motivasyonun insanlığın faydası olmadığını iddia etmek, bilim adamlarının laboratuvarın dışında da ahlaki kaygılar taşımadıklarını söylemek demek değildir. Dr. B. Einstein’dan bahsediyor. Einstein dünya barışı için çalışmıştır –en azından dünya barışı yararına söylemleri mevcuttur– ve bunu yapmasının sebebinin ahlaki olduğu tartışmasızdır. Fakat bu, fizik alanında araştırma yapmasının motivasyonları ile ilgili bize hiçbir şey söylemez.

Sanırım Dr. B.’nin iddiası, bilim adamlarının bilimsel çalışmalarda bulunurken de ahlaki dürtüler ile hareket ettiğidir. 2002 yılında Dr. B.’nin teorisini, buradaki iki hapishane psikoloğuna sordum. Bana göre çok becerikli olan ve kendilerini “koyu rasyonalist” olarak tanımlayan ve Freudçuluk gibi şüpheli teorileri dikkate almayan kişiler. Aşağıdaki alıntı 9 Nisan 2002 tarihinde aldığım notlardandır:

[Dr.P.B.]’den bir süre önce aldığım bir mektuba cevap yazmayı planladığım için, Dr. Watterson ve Morrison bugün geldiklerinde onlara psikoloji alanına kendi şahsi ihtiyaçlarına hizmet etmek için mi ... yoksa insanlığa faydalı olmak için mi girdiklerini sordum. İkisi de bu mesleğe kendi şahsi ihtiyaçlarını tatmin etmek için girdiklerini söylediler. Daha sonra onlara, psikologların çoğunun hangi sebeple psikoloji alanını tercih ettiklerini düşündüklerini sordum: Kendi şahsi ihtiyaçları için mi, insanlığa faydalı olmak için mi? Dr. Watterson ve Morrison’un ikisi de, psikologların çoğunun insanlığa faydalı olmak için değil, kendi şahsi ihtiyaçlarını (Watterson, bunun özellikle “ego ile ilgili ihtiyaçlar” olduğunu vurgulamıştır) karşılamak için psikolog olduklarını söylemişlerdir. Morrison, birçok psikoloğun, insanlara faydalı olmak için psikolog olduklarını iddia edeceklerini fakat gerçek motivasyonlarının bu olmadığını söylemiştir. Watterson ve Morrison’a [Dr. B.]’nin bilim adamlarının ‘ahlaki kaygılar’ ile hareket ettiğine yönelik fikirlerinden bahsettim. Watterson ve Morrison bunu komik bulmuşa benziyorlardı. Morrison gülerek, [Dr. B.]’ye tek bir cümleden oluşan bir cevap vermemi salık verdi: ‘Git işine!’

Bu metin çok daha uzundur tamamına erişmek için yukarıdaki PDF linkini kullanınız.

_______________________________________________________


Karaçam

karapinusnigra@gmail.com